Alkol koklatılırken "yeşilçamda kolonyayla bayıltmıyorlar mıydı, kolonya ne k..., aa bilincim yerinde işte" diye düşünüyorum. Biri derin nefes almamı salık veriyor. Marşmelov kıvamından kurtulup kendime geliyorum yavaşça.

Uzandığım yerde baygın halde bayılmak böyle bi şeymiş demek dediğimi hatırlıyorum. İç sesim diyorum umarım ölürken rahat bırakırsın beni. Sonrasında nasıl elimden geldiğince derin nefes aldığımı hatırlayıp gülüyorum. Hani triplere giriyordun, hani "bir tek ölüm paklar"dı seni diyorum. İştahını kaybediyordun, hatta "iştah" kelimesinin her şeyi, bütün varoluşunu ve var olmaya karşı direnişini yiyip bitirecek yine de doymayacak bir canavar olduğunu biliyordun. Nasıl da nefes almaya çalışıyordun nasıl da tutuşmuştun. Kaçamazsın, kendine en çaresiz anında böyle yakalanırsın. Gülüyorum, kendimi susturmak için. derin derin nefes almaya devam ediyorum. Bi süre sonra uzandığım yerden kalkıyorum. Kalkıp gidiyorum.

Üstgeçitte amaçsızca yürürken ne kadar amaçsız olunabilirse işte, neticede üstgeçitin bi amacı var, asansörün çalıştığını görüyorum. yetişmek için koşuyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

dunning-kruger etkisi